Üç Maymun
Film cırcır böcekleri sesi ve araba
sesiyle başlar. Karanlıktır ve yağmur yağıyordur. Servet(zengin) arabayı
sürmektedir. Uykuludur ve kaza yapar. Kazadan hemen sonra şoförü Eyüp’ü arar ve
bu kazayı üstlenmesini ister .Ona para vereceğini söyler. Kendisi bir partide
seçim için uğraşmaktadır. Tam bunun arifesinde hapse girmesi hayatını da kariyerine
de mahveder. İste bu yüzden şoförü Eyüp ile konuşur ve suçu üzerine almasını
alırsa da çok para vereceğini söyler.
Eyüp evine gelir yatağına oturur,
düşünür. Gelen teklife ‘’Tamam.’’ dediği
bu sahnede izleyiciye hissettirilir. Eyüp ailesi yoksuldur paraya ihtiyaçları
vardır. Filmi tren sesi takip eder. Çoğu sahnede tren sesi eşlik eder. Eyüp
artık hapishanededir.
Oğlu İsmail filmin devamında okumak yerine çalışmak ister. Yuvadaki
çocukları alabilmek için servis şoförlüğü yapmak ister. Annesine bir öneride
bulunur: ’’Servet’ten borç para alalım.’ Der annesine. Anne: ‘’Babandan gizli
iş yapamam.’’ der . Filmin Durağan ve sessiz gidişatı seyirciyi zaman zaman
sıksa da aslında dikkat edildiğinde filmde, kuş sesleri makine sesleri, makine,
tren, su, rüzgar sesleri vardır ve filmin adeta ana müziğidir. Hayatın kendi
sesidir. İşlenilmemiş bir doğaya ait mekan tasviri edilmiş gibidir. Anne oğluna
iş arar ve bir süre boyunca bulamaz. İsmail biraz sıkıntılı ve serseri
yapıdadır aynı zamanda sessiz ve içine kapanıklığıyla da dikkat çeker. Annesi
artık son çare olarak Servet’in yanına gider. Servet pek yanıt vermez sessiz
kalır fakat otoritesi hissedilir. Morali bozuktur. Seçimi kaybetmiştir. Kadın
çalan telefonuyla sahneden ayrılır. Kalkar gider. Çalan şarkı aşk şarkısıdır
film boyunca tekrar tekrar dinleriz. Ve etkili noktalarda seyirciyi karşılar.
Odadan çıkan Hacer durakta beklerken Servet onu araba ile eve
bırakmayı teklif eder kadın olumsuz karşılasa da direttikten sonra kabul eder
ve Servet Hacer’i eve bırakır. Servet; güçlü sert yapılı bir adamdır. Arabada
yaptıkları sohbet sırasında Hacer Servet’ten hoşlanmaya başlar. Servet’in
Eyüp’e yaptığı teklif sonrasında duyulan deniz fenerinin siren sesi bu sahnede
tekrar eder. Siren sesinin Bir zaman kavramına karşılık geldiğini sereriz. Bu
bir zaman aralığını temsil eder sanki. Bir şeyin başlangıcı veya bitişi
gibidir. Bir şeylerin değişim noktasıdır. Bu sesle gidişatın değişeceği
hissedilir. Genel olarak eve giderken bile tren raylarının altından giden
ailenin sosyal statünün altında olduğunu zaten sezdirir bize. Eve gelen Hacer
oğluna mutlu haberi verir: ‘’Tamam, bu iş oldu.’’ der. İsmail haberi aldığında tepkisi donuktur
geri dönüt kısadır. Sadece ‘’İyi.’’ Der. Hacer Servet’le yaptığı konuşmadan çok
etkilenmiştir ve artık değişmeye başlar.
Anne (Hacer) artık Servetle gizli gizli konuşur, buluşur. İsmail
babasını ziyarete giderken yolda rahatsızlanır ve eve döner. Kıyafetlerini
değiştirir. Öksürük sesi gelince annesinin odasına bakar. Daha sonra gözüne
masadaki bıçak ilişir. Ama gelen kuş sesiyle kendine gelir. Sessizce evden
uzaklaşır. Dışarda arabada oturur. Evden Servet çıkar ve İsmail görür. Servet
uzaklaşınca İsmail eve gider. Masanın üzerindeki bardakları görünce evde kim
vardı diye sorunca annesi arkadaşım Melda buradaydı der. Ama İsmail elbette
inanmaz.’’ Servet ibnesini evden çıkarken gördüm.’’ der. Annesine tokat atar ve
evden çıkar uzaklaşır. İsmail babasını tekrar ziyaret ettiğinde annesinin onu
aldattığını söylemek iste de yapamaz. Eve geldiğinde annesi ona araba alacağı
parayı bırakmış ve çıkmıştır.
İsmail eve gelir, yatağına uzanır ve o ana filmin
gidişatından tamamen farklı bir an yaşanır. Kapı (salon) aralanır, su sesi
eşliğinde ayak sesi hissedilir. İsmail yatakta yarı uyanık ona doğru gelmekte olan
bir çocuk hisseder ve çocuk çırılçıplaktır. Çocuğun gözleri ve dudakları
mordur, kendisine bakar. Bakarken de çocuğun kafasından aşağıya sular dökülür
ve çocuk İsmail’e fısıldar gibi abi der.
Eyüp hapisten çıkar. Kendisinden gizli araba alındığı için çok
kızar. Baba ile oğul yol üzerinde vefat etmiş kardeşleri ziyarete giderle. Hacer
ise artık çok değişmiştir. Kocasını karşılamaz zaten kocasını ziyarete de
gitmemiştir. Servete bağlıdır ve kocasının hapisten çıkışı umurunda değil
gibidir. Filmin hemen her sahnesinde olmazsa olmazdır su ve kuş sesi. Hacer
Servet’in sesini bırakmaz evine kadar gider onu hep arar ama hiç ulaşamaz ve
konuşamaz. Adam eve girince Hacer banyodadır ve Hacer’in telefonu iki defa
çalınca Eyüp telefonu açar. Arayan(özel numara) Servet’tir. ’’Sen ne yaptığını
zannediyorsun?’’ şeklinde başlayan konuşmaya Eyüp şaşırır. Kim olduğunu
anlayamaz çıkaramaz fakat içine kurt düşer. Hacer banyodan çıkar yatak odasına
geçer Eyüp odaya girer. Hacer kırmızı geceliğiyle yatakta Eyüp’ü bekler ve hiç
istekli arzulu değildir. Eyüp Hacer’i sorgular ve araba için aldıkları paranın
hesabını sorgular. Hacer’in yanıtı onu tatmin etmez. Cinsel hayatları da hemen
hemen bu sahnelerde bozulur. Tekrar telefon çalar. Çalan telefon Eyüp’ün canını
sıksa da Eyüp telefona yanıt vermez. Telefonu açmak yerine yatak odasına girer
Hacer’in geceliğini üzerinden sıyırır ve Hacer’e sert bir şekilde dokunur
Hacer’i boğacak gibi boğazına doğru ellerini sarar. Hacer hiçbir şekilde
Eyüp’ten etkilenmez. Birbirlerine defalarca ‘’Ne oluyor lan sana?’’ şeklinde
öfkelerini belirtirler. Hacer bir hayat kadını gibi kahkaha atar. Eyüp kırmızı
geceliği yırtar odadan çıkarken Hacer’e terlik atar.
Adam çıkınca Hacer ağlar. O esnada pencereden odaya rüzgar
sızar. Rüzgar sanki Hacer’in destekçisidir. Olaylar Hacer’in umurunda değildir.
Eyüp kahvehaneye gelir. Bayramla sohbet eder. Bayram; sefil, yoksul, yetimdir. Aynı zamanda saftır. Evsizdir,
kahvehanede yatar. Aynı zamanda kahvehanede çalışır. Eyüp artık iyi değildir
kafası karışmış canı sıkılmıştır Servet’in yanına uğrar. Servet çok
heyecanlanır aynı zamanda korkar. Servet parayı Eyüp’e verir. Yalnız Eyüp neden
bu kadar fazla para verdiğini anlayamaz. Durumu garipser. İçine kurt düşer. Hacer
çok değişmiştir. Kırmızı elbisesiyle aynadan kendine bakarken odaya bir rüzgar
sızar ve artık Hacer daha istekli arzulu bir kadın olarak görünür. Makyaj yapar
evden çıkar ve sahilde Servet ile buluşur. Servet kadına kızar ‘’Beni bir daha
rahatsız etme, etmeyin.’’ Diye bağırır. Hacer Servet’e bağımlı gibidir. Servet
Hacer’in içindeki kırmızıyı çıkartmıştır. Hem zayıf hem de arzuludur artık
Hacer. Kırmızı ojesini silerken Eyüp’ün ona bir pisliğe bakar gibi bakması
dikkat çeker. Eyüp de Hacer’den uzaklaşır İsmail bu duruma üzülür. Bir gece
yarısı polis eve baskın yapar aileyi karakola götürür ve sorgular. Polis
Eyüp’e; ’’Servet en son eşinle görüşmüş.’’ Der. Servet en son Hacer’i
aramıştır. Onla buluşmuş ve artık Eyüp karışının kendisini aldattığını tam
algılar. Eyüp yatağında düşünür. Ve o an rüzgarla kapı aralanır ve Eyüp’ün
boynunda bir çocuk eli görülür Eyüp ağlar. Bu çocuk ailenin ölen
çocuğudur.İsmail annesiyle balkonda konuşur ve itiraf eder Servet’i ben
öldürdüm der. Eyüp balkona gelir İsmail gitmiiiiştir Hacer aşağıya doğru bakar
halde duvarın üzerine oturmuştur. Eyüp bir an korksada geri çekilir Hacer
atlasa da tepkisiz olarak izleyecek gibidir. O anda ezan ve tren sesi birbirine
karışır.Eyüp geri dönüp baktığında Hacer ve oğlu masadadır otururlar ve Hacer
ağlıyordur.
Odada üç kişi; baba, oğul ve karısı…Eyüp Servet’i öldürenin
oğlu olduğunu öğrenir. Dışarı çıkar düşünmek için belki de…Karısı ‘’Nereye
gidiyorsun?’’ dediğinde Servet karısının ya yatmasını ya da kendisini atması
gerektiğini söyler. Evlilik bağı kopmuştur. Eyüp evden uzaklaşmadan tekrar yukarıya
bakar Hacer tekrar duvarın üzerinde aşağı bakar halde oturur. Hacer ona bakar
gülümser ardından ciddileşir aşağıya bakar. Eyüp gülümser: ’’Saçmalama, in
aşağıya…’’ der. Eyüp aşağıya ine yukarıya bakar Hacer atlayacak mı diye…Eyüp
sokakta yürürken tekrar ezan sesi duyulur. Camiye gider namaz kılmaz ya da
elini açıp dua etmez sadece düşünüyordur. Gün ağarırken karakolun önüne girse
de içeriye giremez. O sahnenin hemen ardından Eyüp’ü kahvehaneye gelmiş
görürüz. Eyüp ve Bayram masada konuşurlar. Aralarında:
Eyüp
-Ha burada yatmışsın ha kahvede yatmışsın ne fark eder ki? Kahve
geceleri buz gibi olur orada kalorifer var. Sıcacıktır üç öğün yemek te var. Çıktığında
elinde toplu bir para olur kendine bir iş yeri açabilirsin.
Der.
Bayram düşünür ve hemen sonraki sahne gelir. Eyüp evine
gelmiştir. Oğlu ve karısı yatmaktadır. Bu sahnede anlarız ki Bayram teklifi
kabul etmiştir. Eyüp oğlunu kurtarmıştır. Eyüp balkonda durur denize bakar
yağmur deniz martı gök gürültüsü, tren sesi ve Eyüp…
İtiraf edebilirim ki son sahne beni çok etkiledi. Hem ses hem
de görsel açıdan… Filmin başı ve sonu sanki bir bütündü. Filme yağmurla
girilmişti. Servet yağmurlu bir günde kaz ile birinin ölümüne sebep olmuştu. Şimdi
ise yine yağmurlu bir gündü. Eyüp’ün oğlu İsmail Serveti öldürmüştür.
Üç maymun Eyüp, Hacer ve İsmaildir.
BABA
Film dramatik bir müzik eşliğinde başlar, ekranda Cemal
vardır yani Baba (Yılmaz Güney)
pencereden dışarı bakar ve sağ eli ile ağzını kapatmıştır. Sahil kıyısında
vapur martı seslerinin olduğu yerde yalnız alt katında kalmaktadır. Cemal ve
ailesi Cemal, karısı, anası ve iki çocuğu vardır o evde.
Filmin konusu, fakir bir aile babası olan Cemal Almanya’ya
gitme hayali içindedir. Almanya’da çalışabilmek onun tek umududur. İki çocuğu,
anası yeni doğuş bir bebeği ve karısıyla zengin bir ailenin deniz kenarındaki
yalısında kalmaktadırlar. Kıt kanaat geçinmektedirler.
Cemal, yalının sahibi Refik Kemal’in kahyası, evin bekçisi,
küçük bazı işleri yapan biridir. Temiz, çalışkan ve saftır Cemal. Film Cemal’in
ailesinin kaldığı evin içinde başlar Cemal sağ eliyle ağzını kapamış dışarıyı
seyretmektedir dalar gider. Martı sesleri, vapur sesleri vardır daha sonra
kamera içeriye girer iki çocuk (bir kız bir oğlan) siyah önlükleriyle duvara
yaslanmış kitap okurlar. Cemal’in annesi yeni doğmuş bir bebeği ayağında sallar
ve ona ninniler söyler filmin sonuna kadar annesi hep bunu yapar çamaşır yıkar
ve bebekle ve ilgilenir. Yemekte çocukları Ali annesinin kulağına bir şeyler
fısıldar annesi ‘’sonra sonra’’ der. Babası sorar ‘’ne oldu?’’ diye annesi
söyler çocuğun okuldan öğretmen ‘’mandalin’’ der. Burada saf ve biraz da cahil
kalmış insanı görürüz. Belki de anne bilmez mandolini, hiç görmemiştir
duymamıştır.
Baba şu an paramız yok ama Almanya’ya gidersem alırım der güzel
bir şekilde kız çocuğu da bebek ister Baba tamam kızım alırım der Belki de her
şey işte bunun içindir. Mandolin konuşan bebek, bisiklet…
Refik Kemal Bey in oğlu Koray serseri mafyadır çapkındır gece
alemlerine takılır. Cemal Koray’ın getir götür işlerini sevgilileriyle yalıya
gelişlerinde kayığı sürer. Koray sevgilisiyle yalıya geldiğinde Cemal’in karısı
çok düşünceli bir şekilde pencereden onlara bakar arkasında kaynanası vardır
yaşlı yorgun ama Cemal ın karısı çok güzeldir burada bize gençlik ve yaşlılık
gösterilir gibidir. Karısı o hayatı aslında istemektedir ama sabırlıdır
kocasını hep teselli eder. Çocuklar babasına çok düşkündür. Her gidişinde ağlar
ama bu sadece düşkün olmalarından mı yoksa motora binmek için midir belki de
ikisi içinde Cemal Almanya ya gitmek için doktor kontrolüne gider. Almanların
diş kontörlüne gider Almanların diş kontrolü yaparak kabul edip etmiyorlar mı o
zaman Almanların tek ırk politikası pangermenizmi burda görüyoruz aslında kendi
ırklarının üstünlüğünü savundukların gerçeği bir daha gösteriyor kendini. Cemal’in dişi eksik diye gidemiyor.
Cemal kahvehaneye gelir aynadan bir süre kendine bakar müzik çalar o esnada
ağzını kocaman açar ve birden etrafına bağırır ‘ açın ağzınızı açın ‘ diye.
Bunalıma girmiştir bu
yapılan çok ağrına gitmişti, sinir krizi geçirmiştir bir süre. Cemal’in bağırmasıyla
diğer sahne gelir ve karede Koray eski düşmanlarından birini vurur…
Karısı Cemal ‘e çok düşkündür ve çok merak eder. Teselli eder
zaman zaman. Cemal yorgun yatağına uzanır karısı üstünü soyarken Cemal’in
annesi onları görür fakat battaniye ile üzerini örter ve çifte bakmaz. Çünkü ev
küçüktür hepsi aynı odada yatar. Cemal evde yorgundur bunalıma girmiş yatarken
Refik Kemal Bey ailesi çocuğunun derdine düşmüştür. Avukatların akıl danışmanlığı
üzerine Refik Bey Cemal’den suçu üstlenmesini ister. Saat tik takları eşliğinde
odadaki sessizlik devam eder. Refik Kemal Cemal ile görüşmek üzere yüz yüze
gelir Cemal’e Almanya’ya giderse ne kadar para kazanacağını sorar. Ve gitmediği
halde o parayı kazanabileceği başka bir yol sunar. Suçu üstlenirse o parayı
kendisi verecektir. O an Cemal’in aklına çocuklarının istekleri gelir. Çocukların
isteklerini almaları ve ailesi ile ilgilenilmesi karşılında gelen teklifi geri
çevirmeyeceğini belirtir.
Cemal ailesine yalan söyler ve teklifi kabul eder. Aile
Cemal’i Almanya da çalışacak olarak bilir. Hiç olmazsa çocuklar kurtulur der
karısına.
Cemal eşine;
Evin erkeği olacaksın, bizi rezil etme namusum şerefim sana
emanet der.
Cemal hapse girer ve bazı kimselerle iyi dost olur. Filmin
genelinde müzik vardır. Çocuklar bir gün sonra Cemal’in fedakarlığı üzerine
hayallerine kavuşmuştur. Karısı sık sık Cemal’in ziyaretine gelir. Karısına
çocuklarım rahat yaşasınlar varsın babalarını kötü bilsinler önemi yok der. Bu
söz bir babanın yapabileceği en büyük fedakarlık aynı zamanda en ağır sözdür. Karısı
Cemal’i özler. Bir gün Koray yalıya gelir. Sinirleri bozuktur rahatlamak için
gelmiştir. Cemal hapiste sessizdir çok konuşmaz her şeyi içinde yaşar. Okulda
müzik dersinde öğretmen mandolini çalarken Ali ağlar. Çok istediği mandolin
elindedir fakat ağlamaktadır. Öğretmenine; ‘’ Babam Almanya’ya gitti, onu çok
özledim.’’ der.
Karısı Cemal’i özler ziyaretine devam eder. Koray bir gün çok
sarhoştur ve Cemal’in karısı evi temizlerken bacaklarına bakar etkilenir ve ona
tecavüz eder kadın Cemal diye bağırır ama nafile kadının zayıf oluşunu görürüz
burada. Cemal’e 24 yıl hapis verilir.
Karısı hastalanır depresyona girer. Karısı bebeğini cami
avlusuna bırakır. Geri dönmek istese de yapamaz ve ağlayarak uzaklaşır. Cemal’in
annesi çocukları evlatlık verir ve evden kaçar.
Refik Kemal Bey ölür. Bütün olanları Cemal arkadaşından
öğrenir. Af çıkar ama Cemal bu aftan yararlanamaz. Arkadaşları onu hiç yalnız
bırakmaz cezası bitince gider onu alırlar. Çıktığı zaman soğukkanlı sakin
yorgundur.
Cemal arkadaşının mekanında(kumarhane) oğlunu 24 yıl sonra
ilk kez görür. Ona babası olduğunu söyleyemez. Çocuk babasına bakar tanır
gibidir ama emin olamaz bir şeyler kesin olmasa da izleyici çocuğun babasını
tanıdığını hisseder. Oğlu babasının Almanya’da kadınların koynunda öldüğünü
bilir. Arkadaşları babayı bir mekana götürür. Oradakiler Koray’ı arayan
adamlarıdır. Baba tesadüfen kızını o evde bir hayat kadını olarak bulur.
Filmin devamında Saliha (kızı) babasına kaçar. Her şeye tövbe
eder. Hamamda 41 tas suyla helal eder kendini. Gece kulüpleri barlar kızını bu
yola sürüklemiştir. Baba o mekanlarda kızına zarar verenleri bulur ve döver ve
kız tamamen o yoldan çıkmış olur.
Burnumu, benliğimi her şeyimi burada kaybettim de
Saliha.(Saliha estetik
yaptırmıştır.)Babam olsaydı evim olsaydı buralara gelmezdim der. Babanın evin
direği oluşu anlatılmıştır burada. Baba kızını alır ve kurtarır o hayattan. Kızı
aynı masumluktadır saf ve temizdir. Arkadaşları Koray’ı bulur. Cemal Koray’ın
adresine gider. Kapıyı aralar Koray ile göz göze gelir. Ve filmin başlangıcında
Refik Bey’in evindeki o an gibi tik tak sesleri duyulur ve bu ölüm anının
göstericisidir. Koray yalvarsa da Cemal onu öldürür. Kapı bir daha açılır
içeriye biri daha girer ve babayı vurur bu onun oğlu Ali’dir. Ali Koray’ın
adamı olmuştur. Baba oğluna, Ali babasına bakar tam o sırada Ali:
-Baba. Diye bağırır.
Cemal’in oğluna bakışıyla oğlunun çocukken yaptığı konuşma
gelir aklına…Bir çocuk gibi şaşkındır ve gülümseyerek bakar oğluna. sahneye;
MANDOLİN, BEBEK, BİSİKLET konur. Baba oğul ve kızının bulunduğu bir kare de
kala kalır sahne.
FİLM KARŞILAŞTIRILMASI 1-ORTAKLIKLAR
BABA
ÜÇ
MAYMUN
Karısı Cemal’i hep
ziyarete gider.
|
Hacer Eyüp’ü hiç
ziyarete gitmemiştir.
|
Cemal karısı ile
daha çok diyalog halinde iken…
|
Eyüp ve Hacer çok
dialoğa girmez.
|
Cemal’in karısına
hapse gireceğini söyler.
|
Eyüp karısına söylemiş
midir ?Bilinmez.
|
Koray Cemal’in
karısına tecavüz eder.
|
Hacer Servet’in
koynuna kendi arzusuyla girer.
|
Cemal ve ailesinin
maddi durumu çok kötü iken…
|
Eyüp ve ailesi
daha iyi durumdadır.
|
Filmde müzik fazla
kullanılırken…
|
Filmde müzikten
çok nesne, doğa sesi hakim.
|
Cemal babadır ve
suçsuzdur.
|
Refik Kemal in
yaptığı hatayı yapar. Refik Kemal’in rolüyle çıkar izleyicinin karşısına…
|
Cemal’in karısı
namusunu korumaya çalışmıştır, başaramamıştır.
|
Ama Hacer bunu
istememiştir.
|
Aile dağılır. Hem
içten hem dıştan parçalanırlar.
|
Aile içten
parçalanır ama yine de en son üçü bir aradadır.
|
Hapishane
ayrıntılı bir şekilde tasvir edilir.
|
Hapishaneyi
göremeyiz.
|
FİLM KARŞILAŞTIRILMASI 1-FARKLILIKLAR
BABA ÜÇ
MAYMUN
Yağmurlu günde
Refik Bey babayı çağırmıştır.
|
Yağmurlu bir günde
Servet Eyüp’ü çağırmıştır.
|
Önemli anlarda tik
tak sesi duyulur.
|
Önemli anlarda
deniz fenerinin siren sesi duyulur.
|
Babası her şeyi
çocuklar için kabul eder.
|
Eyüp te çocuklar
için kabul etmiştir.
|
Ali baba
hapisteyken Koray’ın adamı olmuştur.
|
İsmail de baba
hapisteyken serseri olmuştur.
|
Önemli olayaların
olduğu an zamanın (saatin) sesi duyulur ve izleyiciyi heyecanlandırır.
|
Aynı şeyler üç
Maymun filmin de de olur.
|
Kızı ender masum
saf temizdir.
|
Ölen kızı masum
saf temizdir.
|
Filmlerdeki karşıtlıklar:
Üç maymun filminde Çocuk hem serseri hem içine kapanıktır.
Suçlu-suçsuz
Baba filminde Zengin-fakir, İyi-kötü, Yaşlı genç, Masum-çıkarcı,
Suçlu-suçsuz diyalektikleri görülür.
Semboller; Mandolin, bebek, çanta, namus, deniz, bisiklet.
Mekan; Yal, kahvehane, hapishane, kumarhane, Koray’ın evi.