“Yakın plan” Yeni Türkiye Sineması

Burhan
0
“Yakın plan” Yeni Türkiye Sineması
Sinema tarihçisi ve eleştirmeni Zahit Atam’ın, Yeni Türkiye sinemasını, sosyoekonomik, sosyokültürel, siyasal, psikanalitik ve estetik olarak analiz ettiği kapsamlı çalışması, Yakın Plan Yeni Türkiye Sineması kısa bir süre önce yayımlandı. Zahit Atam, yaklaşık 800 sayfalık bu kapsamlı çalışması ve bundan sonraki projeleriyle yeni sinemanın “yeni eleştirisine” giden yolu döşemeyi hedefliyor. Kitabın doyurucu içeriği hakkında bilgiyi söyleşide bulacaksınız. Burada kısaca, kitabın “ezber bozan” anlatım özelliklerinden söz etmek isterim. Yazar, ele aldığı ister bir yönetmen, ister bir film, ya da Türkiye ve hatta dünya olsun, konuyla ilgili zihninden geçen irili ufaklı tüm düşünceleri, imgeleri, kısaca tüm çağrışım bağlamını metne dahil etmiş. Herhangi bir arkadaşının filme dair bir yorumunu, yönetmenle bir vakit yaptığı sohbetten kalan izleri, kişisel bir deneyimini, analizleriyle iç içe geçirerek anlatıyor yazar. Bu anlamda metin, yazarın analizlerine, hangi zihinsel süreçlerden, hangi verilerin değerlendirmesinden geçerek ulaştığının bilgisini de içeriyor. Yaratıcı okumalara kapı açan, zihni kışkırtan bol malzemesi var kitabın. Örneğin, Kieslowski'nin bir metnini, kendi ele aldığı duruma uyarlayarak yeniden yazıyor yazar. Ya da kendi özyaşamöyküsünü, bir uzun şiirle anlatmayı yeğliyor. Zeki Demirkubuz ve Nuri Bilge Ceylan'ı, sanatlarını belirleyen psikolojik güdüler, film yapma yöntemleri, yönelimleri, sanatçı olarak sahip oldukları donatılar vs. açıdan kıyaslıyor, örneğin. Kitap, içeriğini de besleyen bu zengin anlatım özellikleriyle, sinemayla yakından olduğu kadar uzaktan da ilgilenen, okumayı, düşünmeyi, yorumlamayı seven okura, soluklu ve keyifli bir düşünsel yolculuk vaat ediyor. 

Zahit Atam ile Söyleşi: Nalân Mahsereci 
[Tüm yazıları]

“Yeni sinema”nın nesi yeni?
Öncelikle “yeni sinema”, ülkemiz sinema tarihinin hangi dönemini işaret eden bir tanım? “Yeni” sıfatı, dil bağlamında ele aldığımızda, eskiden kopuş olmakla birlikte, bağrında eskinin kalıntılarını taşıyor olmaya, bir sürekliliğe de vurgu yapıyor. Yeni sinemanın tanımını kısaca verebilir misiniz?
Yeni Sinema ülkemizin en büyük iktisadi krizlerinden birinde doğmuştur: 5 Nisan 1994’deki krizi hatırlayanlar, doların 24 saat içinde 15 binden 50 bin liraya kadar çıktığını da hatırlarlar. Kitapta da anlattığım gibi, kriz sırasında dolarla borçlanarak C Blok filmini yapan Zeki Demirkubuz, filmi bitirdikten sonra Taksim Gezi Parkı’nda oturmuş düşünmektedir. O sıralarda Taksim’e büyük bir reklam panosu asılmıştı ve sürekli yenilenerek döviz fiyatlarını altyazıyla veriyordu. Zeki’nin anlattığına göre, bir sigara yakıp bitirmeden borcu artıyordu. Aynı şekilde 1994’te ilk uzun metrajlı kurmaca filmini çeken Yeşim Ustaoğlu’na, filmini sesli çektiği için Yeşilçam’da “kafayı yemiş kız” diyorlardı. Bunlar Yeni Sinemanın doğum anları. Peki, Yeni Sinemayı yeni yapan nedir? Bunun yanıtı çok uzun, kitap içinde yaklaşık 30 sayfada bu yeninin izine düşülerek kavramsal, estetik, siyasal, sosyolojik olarak çözümlenmeye çalışılıyor. En kısa haliyle Yeşilçam’ın ontolojik ve epistemolojik söyleminin seyirci nezdinde tümden itibar kaybettiği sırada, sinemanın tamamen yeni bir dille konuşması ve seyirciyle tümden farklı bir düzlemde ilişki kurması olarak nitelenebilir. 

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)