ANDREI TARKOVSKY - STALKER Filmi İncelemesi
FİLM KÜNYESİ
Filmin Adı: Stalker (İz Sürücü)
Yönetmen: Andrei Tarkovsky
Yapım Yılı: 1979
Ülke: SSCB (Sovyetler Birliği)
Tür: Bilim Kurgu, Dram, Gizem, Felsefi
Süre: 162 Dakika
Senaryo: Arkady Strugatsky, Boris Strugatsky (Kaynak Eser: Uzayda Piknik / Roadside Picnic)
Oyuncular: Aleksandr Kaidanovsky (Stalker), Anatoly Solonitsyn (Yazar), Nikolai Grinko (Profesör), Alisa Freyndlikh (Stalker'ın Karısı)
IMDb Puanı: 8.1 (Değişkenlik gösterebilir)
Filmin Konusu ve Teması
Öncelikle filmi ilk izlediğimizde anlamak çok zordur, biraz kafa yormamız lazım. Zaten filmin yönetmeni ve yapımcısı Andrei Tarkovsky olunca ister istemez filmi başka bir boyutta izliyoruz. Filmin ilk sahnelerinde filme dair bir nokta bulamayız ancak ileriye gittikçe filme dair püf noktalar ve odak noktası buluyoruz. Filmde çok fazla oyuncu karakteri yoktur. Başrol olarak bir "İz Süren" (İzci) olarak adlandırılan karakter, yanında ise bir Profesör (Bilim Adamı) ve bir Yazar yer almaktadır. Yan karakter olarak ise İzci’nin karısı ve kızı bulunmaktadır. Fazla gözükmeyen ve konuşmayan olarak ise bir Barmen gözükmektedir.
Filmin konusuna kısaca değinirsek; bir bilim kurgu hikâyesini çıkış noktası olarak seçen Tarkovsky, bu çıkış noktasından hareketle insanın en temel ruhsal çatışmalarına, krizlerine ışık tutar. Bilinmeyen bir zamanda, bilinmeyen bir ülkede bir yere meteor düşmüştür. O meteorun bulunduğu alana bir takım inceleme ekipleri gönderilmiş ama hiçbirisi geri dönmemiştir. Bu alan “Zone - Bölge” olarak adlandırılır ve ziyarete kapanır. Çünkü burada, oraya giren her insanın isteğinin gerçekleştiği bir yer vardır: “Room - Oda”. Stalker, bu bölgeye istekli kişileri götürüp onların isteklerinin gerçekleşmesini sağlayan kişilerden birisidir. Filmde Stalker; birisi ilhamını kaybetmiş bir yazar, diğeri bir bilim adamı olan iki kişiyi bölgeye götürür. Film, Stalker, Yazar ve Bilim Adamı’nın yolculuğudur bu anlamda.
Bir anlamda ise Stalker, kendi inancını çok yükseklerde tutarak Yazar’ı ve Bilim Adamı’nı bu bilinmeyen yere götürüp, her insanın inanmasını sağlamak ve gerçekten Yaratan'ın olduğuna kanıt getirmek istemesidir. Ancak Stalker, iman ve inanç kavramlarının artık insanlar için kör bir duygu haline geldiğini görmeyi kabullenemediği için bu bölge onun için kutsal bir yer olarak nitelendiriliyor.
Gösterge Çözümlemesi
Gösterge:
İnsan
Çevre
Yeşil alan
Nesneler
Müzikler
Gösteren:
Su
Orman
Kanalizasyon
Yıkık bölge
Harabeler
Gösterilen:
Beklenti
Umut
Kaygı
Mutluluk
Dileklerin Kabulü
İnanç
İyilik
Yaşama Duygusu
Dizisel ve Dizimsel Çözümleme
Umut - Umutsuzluk
İyilik - Kötülük
Yaşam - Ölüm
Savaş - Barış
Mutluluk - Hüzün
İnanç - İnançsızlık
Duygu - Duygusuzluk
Bilmek - Bilmemek
Bilinen - Bilinmeyen
Akıl - Akıl Dışı
Mantık - Mantık Dışı
Kodlar
Filmde kullanılan her nesne, müzik ve mekanlar özellikle seçilmiş ve filmin temasını anlatan püf noktalardır. Filmde seçilmiş olan Yazar ve Bilim Adamı bir kırılganlığın simgesidir. Filmde seçilen karakterleri şöyle yorumlarsak; Akıl, filmde daha çok Bilim Adamı ile görünür hâldedir. “Soyutlamayla düşünmeyi bile beceremiyorsun. Belki profesörsün ama cahil olanından…” diyerek Bilim Adamı’nı aşağılayan Yazar açısından insan hayatı anlamını sanatta bulur. Ancak, bu iki insan tipinde eksik olan şey imandır. Tam bir iman insanı olan Stalker (İzci) ise kendisini başkalarının hizmetine adamış acı çeken birisidir. Yazar, sanatın gücüne inanır ancak şüphecidir. İman etmeyi, dua etmeyi kusur olarak görür.
Filmi bir anlamda tanıtan birkaç repliğe bakarsak:
"Gerçeği ararken, gerçeği keşfedeceğime, onun değiştiğini görüyorum."
"Bu çok sıkıcı olmalı. Gerçeği aramak... O gizleniyor ve siz de onu aramaya devam ediyorsunuz."
İşte bu iki replik filmi bana direkt olarak anlatmıştı. Filmde bakıldığında bir şey anlamak zordur ancak repliklere ve mekana dikkat edersek birkaç çözümleme yapabiliriz. Öncelikle sabırlı olmamız gereklidir. Filmde kullanılan müzikler ise film temasını güçlendirecek bir nitelikteydi. Müziklerin seçiminin çok detaylı bir şekilde yapıldığı çok
İlk gördüğümüz filmin siyah beyaz olmasıdır ama bu fazla uzun sürmüy
Metafor ve Metonimi Kullanımı
Filmde inanılm
Repliklerden birkaçına bakarsak, Stalker’ın kendi ifadesinden:
"Zayıflık harika bir şeydir, güç hiçbir şey. Bir insan yeni doğduğunda zayıf ve esnektir, öldüğü zaman ise sert, kaskatı ve duygusuzdur. Bir ağaç büyürken zayıf, esnek ve tazedir. Kuru ve sert hâle geldiğinde ölür. Sertlik ve güç ölümün arkadaşlarıdır. Esneklik ve zayıflık ise varoluş tazeliğinin ifadeleridir."
"Sevgilim, dünyamız çok sıkıcı. Bu nedenle, telepati ya da hayaletler ya da uçan daireler gibi bir
şey yok. Dünya kesin kanunlarla yönetiliyo r ve dayanılmaz derecede sıkıcı. Yazık ki, o kanunlar hiç çiğn enmiyor. Kanunları nasıl çiğneyeceklerini bilmiyor lar. Bu yüzden çok ilginç olsa da UFO için umutlanma. "
"Yaz bitmiş yazıt bırakmaksızın, dünya ne
şeyle esrik ama yeterli değil. Sonsuz yaşamın himayesi, ilgisiyle mest oldum, ikna oldum şansıma ama yeterli değil. Hiçbir yaprak asla sararmadı, hiçbir dal hoyratça kopmadı, gün cam gibi her şeyi yıkadı ama yeterli değil."
Filmi bir nebze anlatan bu sözler o kadar fazla derin anlam yüklüdür ki bir defa okuyarak anlamak çok zordur. Ayrıca filmde kullanılan hayvanlar ve nesneler o kadar çok anlamı ifade ediyor ki... Oda’ya yaklaşırken ortaya çıkan köpek, yaşamın hâlâ devam ediyor olduğunu ifade etmektedir. Ayrıca en büyük nokta ise Oda’da bulunan balıklar, bomba parçasının etrafında gezmeleri ve siyah bir lekenin üstlerini örtmesi; anlam boyutu bakımından çok fazla yöne çekilebilir.
Ayrıca Bölge’ye ulaştıktan sonra Oda’ya yolculuk en kısa yoldan değil,
"Kimler Oda’ya ulaşmakta başarılı oluyorlar?" diye bir soruya, Stalker "İyiler ya da kötüler değil, ama umutsuzlar" diye cevap verir. Bölge ve Oda, umudunu, tutunacak dalını (Tanrıyı) yitirmiş insanlık için tek umuttur. İman etmeyi unutmuş insanlık için bir umut profilidir Stalker. Sevgide ve özveride kurtuluşu bulan, Bölge’yi “anayurdu” gören birisi. Bölge harici her yerin kendisi için hapis olduğunu söylemesiyle, “yurdundan ayrı düşmüş neyin hikayesiyle” ne kadar da örtüşüyor! Bölge, insanlık için bir anayurt; belki, kendis
Sonuç
Filmde kullanılan anlam o kadar fazla ki kısaca katmanlar olarak söz edersek; gerçek katmanında bir yolculuk var. Alegori katmanında, tinsel katmana ulaşamayan insanlar için çok değişik alegoriler mevcut; ama bunların hiçbirisini kastetmeyen (ya da hepsini kast eden) ve bu anlamda sembol kullanmayan bir Tarkovsky söz konusu. Ancak tinsel katmanının açılması ve deneyimlenmesiyle alegorik ve gerçek katmanının manâ bulduğu bir açılım. Herkesin ayrı deneyimine açık ve müsait büyü
Ayrıca filmde entelektüel birikimin iki kanadını temsil eden Yazar ve Profesör, Stalker’ın karşılık beklemeyen özverisini, katıksız imanını anlayamazlar. Stalker için Bölge bu insanlık için son umuttur. Onu yok etmek insanlığı da uçurumunda yalnız ve umutsuz bırakmak demektir. “
Özellikle ilgimi çeken nokta ise Stalker’ın kızı en son sahnede 9. Senfoni'nin çaldığ
En son olarak küçük bir araştırma sonucunda Tarkovsky’nin Stalker adlı yapıtını bizim Mutasavvıf Feridüddin Attar’ın Mantık-ut Tayr adlı eserine benzettim. Kısaca bu eser ise; kuşlar, padişahları “Simurg”u bulmak üzere yola çıkmak isterler. Onlara en bilge kuş olan “Hüdhüd” önderlik edecektir. Kuşların tek tek gelip kendilerine dair konuşmalarından ve bunlardan çeşitli özelliklerin tasavvufî tahlilinin yapılmasından sonra kuşlar Hüdhüd’e başka sorular yöneltirler. Cevaplardan sonra kuşlar yola düşmek isterler öncelikle Hüdhüd onlara açıklayıcı bir konuşma yapar. Fakat bu k
Vadilerin adları sırasıyla: Talep, Aşk, Marifet, İstiğna (ihtiyaçsızlık), Tevhid, Hayret, son olarak da Fakr ve Fena‘dır. Hüdhüd bu vadilerin her birini anlatır, daha sonra etkilenen kuşlar yola koyulurlar. Binlerce kuş olarak çıktıkları yoldan sadece otuzu Simurg’un dergâhına varabilir. Sonunda Simurg’u gördüklerinde ise Simurg’un kendileri olduğunu fark ederler; dergâh asl
Stalker filmi de aynen Mantık-ut Tayr gibi tasavvufî
Kaynak: Enver Gülşen - Sinemanın Hakikati

Çok güzel yorumlanmış, daha iyi açıklanamazdı ve önemli noktalara bu denli güzellikte değinilemezdi diye düşünüyorum. Tebrik ederim ...
YanıtlaSilteşekkürler . takipte kalmanız dileğiyle ..
SilYazinin her kelimesini okudum.teşekkürler.
YanıtlaSilTeşekkürler :)
SilFilmi anlamlandirdi,muazzam yaziniz.Kendimce yorumlar yapiyordum ki,sizin satirlariniz cikti karsima.Tesekkurler.
YanıtlaSilFilmanalizcileri ailesi olarak beğenmenize sevindik . Sitemizi takipte kalınız .
SilKaynak belirtmelisiniz.Bu yazı genel itibariyle Enver Gülşen'in ''Sinemanın Hakikati''isimli kitaptan alınmış.
YanıtlaSilkaynak belirtildi . Yorumunuz için teşekkürler
SilGerçekten ilginç bir inceleme olmuş.
YanıtlaSilyorumlarınızın düşüncelerime yakın olmasından mı yoksa metin dilinizden mi bilmiyorum gayet güzel ve açıklayıcıydı . film hakkında ki ön yargılar ve olandan daha fazlaını bulma çabalarına girmemenizde ayrıca güzel olmuş
YanıtlaSilÇok güzel bir analiz olmuş. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSil