Fahrenheit 451 Filmi Analizi

Burhan
0
FİLMİN ADI: Fahrenheit 451                                                                                                       ROMAN YAYIMLAMA TARİHİ:ABD 1953                                                                                   
FİLM YAYIN TARIHI: 1966 İngiltere                                                                               
YÖNETMENİ: François TRUFFAUT                                                                                      OYUNCULAR : Oscar WERNER
                       Julıe CHRİSTİE
                       Cyril CUSACK
                       Bee DUFFELL
                       Ann BELL
SÜRE: 112 Dakika
YAPIMCI:Lewis M. ALLEN.
TÜR: Bilim kurgu,Dram

FİLM’İN ÖZETİ: Kitapların varlığını,bütünlüğünü ve iktidarını sürdüre bilmek için en birincil tehdit olarak gören Devlet,öncelikli savaşını ülkedeki bütün kitapların yakılarak yok edilmesine vermiştir.Belirsiz bir gelecekte,özel yanmaz giysileriyle ‘itfaiyeciler’ i kimi evlere düzenledikleri baskınlarda içinde su yerine gazyağı bulunan hortumlarla, evlerde ele geçirdikleri kitapları yakarlar.İtfaiyecilerin tek görevi budur.İtfaiye teşkilatında çalışan ve görevi bulunan kitapların derhal yakılarak yok edilmesinde görevli olan itfaiyecilerden Guy Montag toplumun bütün üyelerinin hayatlarındaki boşluğu ve farkında olmadıkları mutsuzluklarını doyura bilmek için hap içerek hayatta kalmaya çalıştıkları bir ortamda kendisini son derece yalnız hissetmektedir.Sistem tarafından beyni kitapların zaraları ile doldurulmuş olan Guy, tam bir kitap aşığı ve dolayısıyla sistem muhalifi bir kıza aşık olunca hayatındaki tüm dengeler bozulmuştur. Ogüne kadar hiç sorgulamadığı sorular uyanmaya başlarkafasında.Kitaplar nasıl şeylerdir,insanların birlikte yanmayı bile göze aldığı bu kitaplarda neler vardı? Montag artık işini,eşini ve tüm yaşamını başka bir gözle değerlendirmeye başlar.Kitapları düşünür ve her kitabın arkasında bir insanın varlığını duyumsar,çünkü her kitabı bir insan düşünüp yaratmıştır.Montag bundan sonra yakmak için girdiği evlerden kitap çalmaya başlar ve gelişen olaylar sonucunda,yasa dışı aranan bir suçlu durumuna düşer.Sonrasında kendini kitaplara adayan şehirden uzak yerde yaşayan,kendilerine ‘kitap insanlar’ adını veren insanlarla yaşamaya başlar.


DÜZ ANLAM

Bu duruma en iyi örnek fahrenheit 451’de kitaplar olurdu sanırım. Aslında insani geliştiren yoksunluğunu ve yanlızlığını onda unuttuğu tek şey kitaptır bence.Bunu bir zıtlık olarak düşünüp tam tersini sorgulamak istemiştir.O zaman ki kültüre baktığımızda yaşantının sıradan bir anlamı olduğunu herkezi eşit tutmak gibi bir amaç belirtisindeyken bir yandan da insanlığı yok etmek düşüncesi kendi boyunduruğu altında tutma düşüncesi içinde bir devlet vardır. 


YAN ANLAM


Buradaki her göstergenin hemen hemen hepsinde bir yan anlam vardır.Anlamlardırmada farklılığı yaratan yan anlam olduğundan kişiden kişiye değişen düşünceler yansıtmaktadır.Toplumda yaygın olan kitap düşmanlığı yani yasaklamalar sonucunda ortaya çıkan bu düşünce sürekli arayış,belli düzen ve sıradanlıkda kalma,kendini açığa çıkaramama,hastalıklar vb. anlamları vardır.


MİTLER

Burada kültürün gerçekliğini ortaya koyan ilkel mitlerden yaşam ve ölüm,iyi ve kötüdür.Ozaman ki toplumun yaratılmadan çok devleti kendi düzeni için,insanın yaratılışını açık bir gözle bakamamamasıdır. Bu durumu sadece zaman içinde evrimsel,kendini bulmaya çalışan br toplum olarak görebiliriz.


METAFOR (EĞRETİLEME)

Filmde ağırlıklı olarak kullanılan kırmızı renk ateşi-acıyı,yani bir yok olmayı anlatmaktadır.Kitaplardaki yazıları yakın planda yanışını çeken yönetmen de aslında insanları tek tek yaktıklarını,onları yaşatmak yerine ölüme sürüklediğini vurgulamıştır.En sondaki film karesinde ise ağaçlar arasında ki gölün sonunda kişinin huzura ermesini anlatıyor.


METONİMİ (DÜZ DEĞİŞMECE)


O zamanlar yazarların kitaplarının yakılması her gün belli kitapların yanması yazarları yok sayma,onları yaşarken yok etme vardır.Yanıp sönen sirenler,ışıkların yanıp sönmesi ,kırmızı renk,üniformalar itfayecilerin sürekli kontrol de olduklarını gösteriyor.Yolda , bahçede,parkta gezen üniformalı askerler-koyulan yasaklar,sıkı denetimler birilerinin bizi istediği gibi yönettiğini yani devletin yapısını anlatıyor.
DİZİSEL BOYUT
Bu boyut düşünüldüğünde bence çoğu insan kitapların geleceği karartan,insanlığı monotonluğa sürükleyen,sıkıcı ve kötülük getireceğini düşünürken bunun tam tersini düşünen kitap insanlarda vardı.Bu durumu bir örnek olarak verebiliriz.Bu kişiler kendilerini hemen ortaya koyan insanlardır.Teknolojinin arasında doğanında varlığını bazı yerlerde görebiliriz.
DİZİMSEL BOYUT
Film de birbirleriyle uyum sağlayan konuşmalar,renkler,uygulanan işlevler bize dizimsellik yani yan anlam boyutunu verir.Dizisellik de seçilen oluşumlar burada birbiri ardına getirilerek uyum sağlanmaya çalışılar
KODLAR
Burada toplum taraf kabul edilmiş kuralları görebiliriz.Belli bir sistemde düzen ve refah içinde yaşanılmasının tek nedeni bu kurallara ayak uydurmak ve denileni yapmaktır.Toplumda kendini kaybetmiş ,benlik duygusundan yoksun insanların yaşam tarzlarında,yüz ifadelerinde,jestlerinde,giyim tarzında,dokunmalar,renklerde bunu açıkça görebiliriz.Bazı insanlar kendi kişiliklerini yansımalarını kitaplarda bulurlar fakat bazıları bundan yoksun yaşamaktadır.Kişiler karşılarında ayna var gibi yüz mimiklerini kontrol edercesine dokunurlar,kendilerini arar gibi.Bazı yerlerde kitapların tekrar tekrar yakılma anlarını göstererek filmde tekrar sunumlar yapılmıştır.Film de genel olarak temel sunum kodları bulunmaktadır.

GÖSTERGE ÇÖZÜMLEMESİ
GÖSTERGE:İnsan,şehir,doğa,nesnedir.
GÖSTEREN:Guy Montag,öğretmen arkadaşı,kitaplar,denizdir
GÖSTERİLEN:Teknolojinin kısmen hakim olduğu bir yaşam, filmin sonunda gördüğümüzvarılmaı greken nokta.Hız,cesaret,düzenve kanunlardır.
DİZİSEL VE DİZİMSEL ÇÖZÜMLEME
HIZLI-YAVAŞ
KİTAP OKUYANLAR-KİTAP OKUMAYANLAR
ERKEK-KADIN
ÜNİFORMALILAR-ÜNİFORMASIZLAR
GÜÇLÜ-GÜÇSÜZ
KARARLI-KARARSIZ
ŞEHİR-DOĞA
KONTROL-KONTROLSÜZLÜK
ÖLÜM-YAŞAM
GELİŞMİŞLİK-GERİKALMIŞLIK
CANLI-CANSIZ
VAROLMA-YOKOLMA
METAFO VE METONİMİ KULLANIMI
Kültürler arası farklılıkları görebiliriz.Geride kalmış bırakılmaktan yana olan devletsadece sözün geçtiği sıradan insanları çağırıştırmaktadır.Bu sıkışmışlık arasında kalmak istemeyen bu konuda tam da insanların göz önünde olan kişi Montag bu düzenin doğruluğundan yana şüphelenmesi,bir yerden başlaması gerektiği düşünülmektedir.Yeni bir çağa adım atabilek kişi gibi görülebilir.Yeniden yaşamın yakın olacağını ve gerçekten yaşanan hayatın geleceğinin çağırışımını anlatıyor.Montag kendince yeni bir yola adım atıyor.
SONUÇ
Kısaca bir kültür içerisinde yaşamın göstergelerle anlam bulması diyebiliriz.Burada mutluluk için otoriteye güvenmeli ve tek taraflı organlarını görüyoruz.Buradaki toplumun özelliği ’’Modern’’ olması ve otoritenin kontrole dayalı mutluluk hizmetinin vurgulanması.Fakat bu durumun insan yaşamını yok edecek kadar kötüye gittiği ortada.İtfaiyecilerin görevlerindeki zıtlık,otoriteyi ifade eden siyah üniformalar,otoritenin kölesi olan antenlerininsan yaşamını adeta yönlendirmesi,herkesin itaat ve boyun egmiş insanları görüyoruz.Filmin sonunda karşımıza cıkan ’’ canlı kitapların’’ yurdu ise budurumu tamamen degiştiriyor.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)