Yönetmen | Abbas Kiyarüstemi |
---|---|
Yapımcı | Abbas Kiyarüstemi |
Senarist | Abbas Kiyarüstemi |
Oyuncular | Homayon Ershadi Abdolrahman Bagheri Afshin Khorshid Bakhtiari Safar Ali Moradi |
Görüntü yönetmeni | Homayun Payvar |
Yapım yılı | 1997, İran |
Süre | 95 dakika |
Dil | Farsça |
GÖSTERGE BİLİMSEL
ÇÖZÜMLEME PSİKOLOJİK AÇIDAN
ÇÖZÜMLEME
KİRAZIN TADI
İnsan, üzerine
yirmi kürek toprak attırmak için yola çıktığında, yaşamayı mı istiyordur,
ölmeyi mi? İstenilen yardım hangisidir? Üzerine atılacak toprak mı, uzanacak
bir el mi?
Abbas
Kiyarüstemi’nin yönettiği, İran yapımı bir film Kirazın Tadı. Deneysel
sinemanın önde gelen isimlerinden Kiyarüstemi, bu filmde intihar olgusunu ve
buna bakışı sorgulamış.
Bedii Bey,
intihar etmek için yola çıkan-uyku hapı içerek hayatına son verecektir- ve para
karşılığında üzerine toprak örtecek ya da ellerinden tutup kaldıracak kişiyi
aramaktadır. Arabasına ilk, askerlik yapan bir Kürt gencini alır. Onu ikna
etmek için şunu der:
“Ben bir ağacın
köküne saçacağın gübreyim. “
Hakikaten
kendisi için kazdığı yer bir ağacın dibidir. Ancak ikna edemez. Vazgeçmez Bedii
Bey, arayışına devam eder. Bu arayışta gözleri dışarıdadır, hayata bakar. Bu
çekimlerde kullanılan sabit kamera ile, Bedii Bey’in hareketsizliğine karşılık,
hareket eden bir hayatı izleriz -içerden dışa bakış Bedii Bey’in bakışı
değildir, onu ve dışı izleyen kameranın bakışıdır-, ama o, bu hayatın içinde
kendi ölümünü arar. Kendi toprağını üzerine atacak kişiyi. Onun toprağa
bağımlılığı mekân seçimiyle de karşımıza çıkar. Her yer topraktır, savrulan,
akan, üzerinden gölgelerin geçtiği, hayat veren ve hayatı biteni alan…
B.Gösterge Çözümlemesi
GÖSTERGE
İnsan
Nesne
Zemin
GÖSTEREN
İşçi
Asker
Jeep
Kepçe
Ağaç
GÖSTERİLEN
Fakir Sınıf
Zengin Sınıf
Emek
Sonuç
Bu videoda kullanılan göstergeler şunlardır:İnsan göstergesi
olarak fakir sınıfı ve zengin sınıfını simgeleyen,görüntüler vardır..Gösterge
insan,gösterilen sosyal sınıfa uygun bir motif olması ve gerçek yaşam örneğinin
gösterilmiş olmasıdır.Psikolojik etkiyle birlikte ölümle yaşam arasındaki
döngüyü sorgulayan mutluluğun eksikliğini ölümde çare olarak arayan insan
figürü sergilenmekte ölümle yaşam arasındaki ince çizgiye dem vuran göstergeler
bulunmaktadır.
Bir tarafta zengin,ölümüne yardım edecek 20 kürek üzerine
atıp mezarının üstünü kapatmasını isteyen mutsuz bir adam,diğer tarafta ise bu
arayışında karşısına çıkan asker daha sonra bir ilahiyatçı ve son olarak da bir
müzede çalışan hasta çocuğunu iyileştirmek için paraya ihtiyacı olan yaşlı bir
baba göstergeler arasında bulunmaktadır.
C.Dizisel ve Dizimsel Çözümleme
ZENGİN-FAKİR
TEMİZ-KİRLİ
SICAK-SOĞUK
GECE-GÜNDÜZ
GÜNEŞLİ-YAĞMURLU
ÖLÜM-YAŞAM
ÇÖL-AĞAÇ
Videonun psikolojik çözümlemesinde oluşan bu
farklılıklar,verilmek istenen mesajın öğelerini ortaya çıkarmaktadır.
Mesaj “İnsan, üzerine
yirmi kürek toprak attırmak için yola çıktığında, yaşamayı mı istiyordur,
ölmeyi mi? İstenilen yardım hangisidir? Üzerine atılacak toprak mı, uzanacak
bir el mi?” bu soruya yanıt arayan film izleyiciye bu ikilemi filmin
sonuna kadar yansıtıp izleyiciyi filmin sonuna kadar sürüklemeyi
başarabilmiştir.
D.Kodlar
Filmde kullanılan başlıca kodlar,toplumsal kültürün bir
ürünüdür ve toplumsal geçmişe ya da kullanıcıları arasındaki uzlaşmaya
dayanırlar.
Bu filmde
zengin fakat yaşamdan mutlu olmayan ve bu hayattan kurtulma çabasına girmiş bir
adamın bir ağacın altına kazdığı kendi mezarının üzerine toprak atacak
sorgulamadan ve bu intiharı vazgeçirmeye dahi çalışmadan yapacak birini
bulmaktır. Bir gece önceden uyku haplarını yutup kazdığı mezarına yatacak ve
ona mezarının üstüne toprak atmadan önce ya hayata dönmesine yardımcı olup el
uzatacak ya da toprağı üzerine atıp onu sonsuza gönderecek tek kişiyi aramakta
olduğunu görüyoruz.
Sorular akıp
gitmeye başlar zihninizden: İnsan dünyaya mutlu olmak için mi gelir? Varoluşun
nedeni bu mudur? Mutsuz olan insan sırf bu yüzden varlığını yok mu etmelidir ve
asıl soru; ölüm, varlığın zıttı mıdır? Yani yaşamda mutlu olmak için mi
varız yoksa hayat mutluluğu da mutsuzluğu da kendi içinde barındırır? Mutlu
olduğumuzda neden mutluyuz diye sormuyorsak acaba neden mutsuzluğun üstesinden
gelemeyip de neden mutlu olamadığımızı sorguluyor çözümü bulamayıp son mutsuz
olan bu hayata son vermeye yeltenebiliyoruz?
Mutsuz bir
yaşamın tam da dibinde olan filmdeki oyuncu yolculuğunu tozlu sapa pek az otun
dahi bittiği bir çöl buhranında ölümüne yardım edecek olanı aramakta,amele
pazarına bakıp onu sonsuzluğa yollayacak birini aramakta,önce izinden dönen bir
askeri arabasına misafir eden adam onun yoksulluğu ve ailesi hakkında
konuştuktan sonra toprağını kazdığı ağacın altındaki muhtemel mezarı olacak
olan çukura sabah gelip iki kez seslenmesini
ses verirse tutup elinden çukurdan çıkarmasını aksi olursa da 20 kürek
toprak atıp karşılığında yüklü miktarda para kazanacağını söylüyor fakat asker
fırsatını ilk bulduğu anda arabadan kaçıp birliğinin olduğu yöne doğru ölümden
kaçarcasına hayatına kaldığı yerden devam etmeye yaşamın tam da ortasına doğru
koşarken arkasında bıraktığı muhtemel ölümü tatmak yaşamdan haz almadığı için
varlığını sonlandırmak isteyen adamdan kurtuluyor. Adamsa bu arayışına devam
ederken kararlılığını koruyup sorgulamadan görevini bir asker edasıyla yerine
getirecek birini aramaya devam ediyor ve bir inşaat şantiyesinde buluyor kendini
tozun toprağın içinde güvenlik görevlisiyle sohbet edip acaba diye sorgularken
sohbetin arasında ağacın altında oturan güvenlikçinin ilahiyat okuyan kuzenini
görür kuzeni hakkında da sorular sorduktan sonra aracıyla gezmeye davet eder
tabi amaç gezmek değil nihayi amacını açıklayıp ölüme yardım edecek birini
bulmaktır. Güvenlik görevlisi gezintiyi reddettikten sonra ilahiyat okuyan
kuzenine yönelen adam onu bu gezintiye ikna eder ve ölmek için belirlediği
kazdığı ve üstünü kapatacak birini aradığı yere doğru ilerlerler.Yolda amacını
açıklayan adam aklın değil ellerin gerekli dese de kuran dan ayetler anlatan
ilahiyatçıyı bu konuda ikna edemez ve intiharın Allahın büyük günahlarından
olduğunu belirten ilahiyatçıya mutsuzlukta büyük günah değil mi diye karşılık
verir bu da ne kadar koşullandığının göstergesi olmakla beraber yine ikna
edemez ve aldığı yere bırakır.
Üçüncü yolcu,
hasta çocuğunu iyileştirebilmek için para arayışında olan ve kendi teklifini
kabul eden Doğal Tarih Müzesinde çalışan bir Türktür: Bakari Bey. Yolculuğun
güzergâhı değişir bu kez, yol kadar tabiata ait görüntüler ve renkler de
değişir. Yine toprak ağır basmaktadır ama bu sefer toprağa eşlik eden
yeşillikler vardır ve farklı renkler karşımıza çıkar. Yolcuyla birlikte yol da
değişir, Bakari Bey’in ifadesiyle, uzun yol daha rahattır. Bakari Bey,
bu yolculuk esnasında hiç susmaz, devamlı anlatır. Bedii Bey’in durumunu bir
fıkrayla özetler:
“Türk’ün biri
doktora gitmiş ve doktor bey nereme dokunsam oram ağrıyor, ayağıma dokunuyorum
ayağım, göğsüme dokunuyorum göğsüm ağrıyor, demiş. Doktor hiç düşünmeden cevap
vermiş:
Sizin bir
şeyiniz yok, parmağınız kırık. Hasta olan düşünceleriniz. Bakış açınızı
değiştirin.”
Varlık sadece
beden midir ve ölmek varlığın zıttı mıdır? Değildir. Ölüm çare değildir
öyleyse. Ama parmağınız kırıksa, dokunduğunuz her yerde o acıyı hissedersiniz.
Hayat hep o acının merkezinden bakarsınız. Her noktayı acıyor zannedersiniz.
Öyleyse kırılan parmağı düzeltmelidir insan, vücudu ortadan kaldırarak acıya
son vermeyi tercih etmemeli ve hayatı mutluluk-mutsuzluk düzleminde bir
varoluşa hapsetmemelidir.
Bedii Bey,
etkilenmiştir Bakari Bey’in konuşmalarından, artık sadece toprak örtmesinin
isteminde değildir, önce uyanması için çağırmasını ister, bu yetmez, yüksek
sesle çağırmasını ister, bu da yetmez omuzlarından sarsmasını ister. Ölümden
çok hayata dönüktür yüzü buralarda ve çaresizce Bakari Bey’in çevresinde
dolanır. Ama Bakari Bey’den istediği ilgiyi göremez hatta her şey kendisine
bırakılır, sorular, cevaplar… Bakari Bey anlatacaklarını şiirle, anekdotla,
anılarla anlatmıştır.
Bedii Bey’in
üzerine toprak atacak birini araması -burada bile insan “görülme” çabasındadır,
ölümüne yardımcı olmaktan çok, ondan kaçma isteminin göstergesidir. Bakari
Bey’le yaptığı gezi sonrası onun peşine düşmesi, ondan yardım beklemesi,
güneşin batışını izlemesi, ümitsizce bu eylemden vazgeçmek için bir neden bulma
çabasıdır. Sabırsız, tedirgin ve huzursuzdur. Kendi evinde de bu eylemi rahatça
gerçekleştirebilecekken bu yolu tercih etmesi, içinde bulunduğu halden
kendisini kurtaracak birini,bir şeyi bulma beklentisidir. Ancak bu kişiyi, şeyi
bulamaz. Karar kendisinindir artık. Başkasının kendisi adına veremeyeceği bir
cevap, tercihtir bu.
Bu kısımda özel
olarak açılması gereken paragraf, Bedii Bey’in intihar için yola çıkıp da,
yediği dutla, ondan aldığı lezzetle bir aydınlanma yaşaması, hayata bakışını
değiştirmesi ve bunu, küçük, sıradan şeyler bile hayattan vazgeçmemek için bir
nedendir açıklaması ile vermesidir. Burada birincil planda bir sorun yokmuş
gibi görünür, verilen her nimetin görülmek ve tadılmak için verilmesinin büyük
bir lütuf olduğu algısı ön plana çıkar. Ancak ikincil planda, bu bakış, hayatı
lezzet/madde temeline oturtmak anlamına gelir, “kaynağı” ne gösterilse
gösterilsin. Dut/kirazdan alınan tatla intihardan vazgeçmek, hayatı, maddi
temellere bağlamak değil midir? Bedii Bey’i/insanı intihara götüren
mutsuzluğunun temeli maddi midir ki, çözüm arayışında maddi bir çözüm yeterli
olsun? Ya da varoluş için amaç mutluluk mudur ki, mutluluğun temeli sadece
maddi lezzete düşürülsün?
Bedii Bey,
yaşadığı ortamın tersine maddi açıdan belirli bir refah düzeyinde olan bir
karakterdir. Bir insan varoluşunun nedenini mutluluğa dayandırdığında ve insan
buna ulaşamadığında ya da bu, ellerinden alındığında, varoluşunun anlamı
kalmaz. Ve intihar bu noktada kahraman tarafından sorunun çözümü olarak
algılanır. Bir kez daha söylenmesi gereken şey şudur ki, ölüm varoluşun zıttı
değildir. Sadece hayatın zıttıdır. Dünya hayatının
Filmin sonunda
gecenin sabaha evrilip de, Bedii Bey’in uyanıp uyanmayacağı an beklenirken, tam
da filmin motifi bir sorudur bu: üzerine toprak mı?atılacak yoksa ellerinden
tutulup kaldırılacak mı?cevaplanacakken izleyici karşısında yönetmeni görür ve
cevap izleyiciye bırakılır. Kurgunun gerçekliği kırılır. Oysa cevap size ait
değildir burada. Yönetmenin amacı, boşluğu seyircinin doldurmasıysa, daha fazla
done vermeliydi seyircisinin eline. Hatta “sonu” kahramanına bırakmalıydı.
Kahramanın arayışında aldığı ya da alamadığı cevaplarla seçeceği son, bizim
seyirci olarak aldığımız cevaplarla örtüşmeyecektir çünkü; kahramanın önceki
yaşanmışlıkları ve sorularına cevap verilip verilmediği, seyircinin giremediği
bir alan da göstergeler arasındadır.
E. Metafor ve Metanomi Kullanımı
Filmde öncelikle ölümle tozlu yollar,çorak toprak
özdeşleştirmek amaçlanmıştır.Ölümüne doğru ilerlerken bu tozlu yollarda gidip gelmesi bunun
işaretlerindendir.mutsuzluğunun göstergeleri açıklanmış olmasa da böyle çorak
yoksul kuru bir hayatın var olmaya değer olmadığı olgusu söylenebilmekte lakin
mutsuzluğunun ve ölüme sürükleyen neden açıklanmamıştır.
Ölüm ile yaşam arasındaki ince çizgiyi filmde dalıp giderken
geçirdiği kazayla yoldan çıkarak göstermek istemiştir.yaşama tutunma isteği
için bi neden bulamadığı aşikar olup bunun için pek de savaşan bir figür
görülmemektedir.son ana kadar amaca ulaşma çabası vardır.
Umut ta ki yaşlı adamı aracına alıp da söylediği sözler
götürdüğü bilmediği ama daha farklı ve yeşilliklerin içinden geçirmiş olması
umudun olduğu bir yaşamın yaşanmaya değer bulguları arasında olduğunu gözler
önüne sermektedir ve daha sonra kurak
bir gündüzün gecesinde ölüme ramak kala yağan yağmur da bu umudun sönmediği
yaşamaya değer olguların da bulunduğunu destekler niteliktedir filmin sonunda
ise bu umudun yeşerip yeşermediği hayata mı gözlerini yumduğu yoksa yeniden
hayata dönüp dönemediği seyirciye bırakılmıştır.
Aldığı ilacın etkisi ya ölüme ya da onu son yaşadığı umuda
yelken açmaya yönlendirecektir.bunun yorumu ise tamamen izleyicinin hayal gücüne
ve psikolojisine bırakılmıştır.
Filmi izleyebileceğiniz link: http://www.izlebizle.net/kirazin-tadi-filmini-izle.html
Filmi izleyebileceğiniz link: http://www.izlebizle.net/kirazin-tadi-filmini-izle.html
filmi yeni izleme fırsatım oldu, kim ne düşünmüş hakkında diye araştırırken size denk geldim, teşekkürler analiziniz için, bakışımı şekillendirdi...
YanıtlaSilbiz teşekkür ederiz. takipte kalınız yeni çözümlemelerimiz olacaktır.
Silabbas kiyarüsteminin başka film çözümlemeleri var mı
YanıtlaSilfilm çözümlemesi oldukça yayınlıyoruz . takipte kalınız ..
SilTeşekkürler. Analiz oldukça iyi...
YanıtlaSilBen filmi izledim, siz okumuşsunuz. Çok da güzel olmuş. Emegınıze sağlık ! ��
YanıtlaSilOdul almıs düsundurucu guzel ama bu kadar sıkıcı ilerlemesi filmden beni soguttu inanin su an film en sevmediklerim arasna girdi ama analiz iyi benim fikrim kötüydü
YanıtlaSil