The Act of Killing (2012)
|
Filmin Adı: The Act of Killing (2012)
Filmin Kısa Özeti: Öldürme Eylemi, karaborsada sinema biletleri satan Anwar ve arkadaşlarının ufak ‘Sinema Çetesi’nin, daha sonra milyonlarca kişinin öldürülmesinden sorumlu paramiliter, aşırı sağcı bir örgüte dönüşmesini anlatıyor. Komünist olduğu varsayılan milyonlarca entelektüel ve Çinli azınlık 1965 yılında meydana gelen askeri darbe süresince grubun yaptığı katliamlar sonucunda yaşamlarını yitirir. Anwar, şimdilerde konforlu ve rahat bir yaşam sürmekte, örgütün kurucu rol modeli olmanın keyfini çıkarmaktadır.
Film boyunca, Anwar ve arkadaşları yaptıkları katliamları bütün sıradanlığıyla anlatırken, diğer yandan da bu anları tüm tuhaflıklarıyla, çok sevdikleri eski Amerikan filmlerinden sahnelermiş gibi canlandırıyorlar.
KARAKTERLER:
Sinema salonu gangsterleri (Anwar Congo)
Komünistler
Vali
Gazeteci
Endonezya halkından yardımcı oyuncular (kadınlar, çocuklar)
Mekanlar
İç Mekan: Film seti.
Dış Mekan: Cadde, mahalle ve yer yer doğadan görüntüler.
Film Analizi:
Kominizmi kabul etmiyorlar çünkü gangsterin kelime anlamı özgür insandan geliyordu. Gangsterlerin gerçek bir işi yoktu ve para kazanmak için her şeyi yapıyorlardı bu yüzden sinema önünde korsan bilet satarak para kazanıyorlardı. Fakat Komünistler Amerikan filmlerinde Gangsterler çok para kazandığı için oynatmak istemiyordu. Bu yüzden aralarında başlayan tartışma büyüdü. Zamanla Gangsterler Pancasila gençlik üyeleri adı altında birleşti. Bu üyeler ülkeyi korumak sadece polis ve ordunun görevi değildir inancına sahiplerdi ülkenin tehdidinden korumak için örgütleniyorlardı. En büyük tehdit onlara göre Komünistlerdi. Çünkü Komünistlerin savunması onlara göre tersti. Komünistler biz toprakları olmayan çiftçilere toprak vermeye i sağlıyoruz, onlara gübre tohum veriyoruz diye kendini savunuyordu. Bunu yapmaktaki asıl amaçları Komünistin iyi şey olduğunu göstermek. Gangsterler Komünistin hepsini yok ettikten sonra bu düşüncenin yok olacağını düşünüyordu. Bu yüzden kadın çocuk demeden öldürdüler. Öldürürken çeşitli öldürme teknikleri kullandılar. Örneğin tel ile adam boğma, araba ile üstünden geçme gibi. Öldürdükleri insanları çuval giydirip öylece yol kenarına atıyorlardı. Bu tür teknikleri filmlerden esinleniyorlardı. En çok Marlon Brando Al Pacino’nun oynadığı filmlerdi. Bu olaylardan sonra film çekmeye karar verirler ve çekimlere başlarlar verdikleri televizyon röportajında ‘’Gençlere verdiği mesaj nedir?’’ sorusuna ‘’En önemli mesajı tarihi hatırlatmak. Gençler tarihi unutmamalı’’ Diyerek verirler.
Anwar Cango ‘nun filmin sonunda görüntüleri izlerken söylediği sözlerden pişmanlığını anlıyoruz. Her ne kadar o an nefretle o zamana kadar insanların yaşadıklarını anlamamış olsa da film sahnelerinde yeniden canlandırma ile kendi o işkenceyi çekmiş gibi rol yaparken empati yapar ve ölümle ilgili yüzleşir. Bunu filmde geçen şu cümlelerinden anlıyoruz : ‘’Acaba diyorum benim işkence ettiğim insanlarda benim orada hissettiğim gibi mi hissetti?
İşkence ettiğim insanların nasıl hissettiğini hissedebiliyorum sanırım çünkü burada adamlar beni döverken benim onurum yok edildi sonra da içimi birden bire bir korku bastı gerçekten içim sıkıldı hem de oracıkta bir anda tüm bedenimi bir dehşet kapladı beni çevreleyip ele geçirdi diyebiliriz.
İşin aslı senin işkence ettiklerin çok farklı hissetmiş olmalılar Anwar çünkü sen bunun film olduğunun farkındaydın ama onlarsa öldürüleceklerini biliyorlardı
Yine de hissedebiliyorum yoksa günah mı işledim acaba ben bir günah mı işledim çünkü bu gördüklerimi birçok insana yaptım yaptıklarım geri mi dönüyor yoksa?’’