Yönetmen
koltuğuna Robert Zemeckis’in oturduğu filmin senaryosunu yine Zemeckis ve Bob
Gale birlikte yazmıştır. Filmin oyuncu kadrosunda Michael J. Fox, Christopher
Lloyd, Lea Thampson, Crispin Glower ve Thomas F. Wilson gibi birbirinden
yetenekli ve başarılı oyuncular yer alıyor. Bilimkurgu seven herkesin
gönlünde taht kurmuştur ve gerçek anlamıyla bir “Efsane “ olmuştur…
Film
1985 yılında çekilmiştir. Filmin ana karakteri Marty Mcfly(Michael J. Fox),
tipik bir seksenler Amerikan gencidir. Haşarı, yaramaz, düzensiz… Ve de rock’n
roll meraklısı… Tabii bir de sevgilisi vardır. Marty’nin en yakın arkadaşı,
tuhaf buluşları olan ve etrafta “Deli” olarak bilinen Doc. Emmet
Brown(Christopher Lloyd)’dur. Marty bir gün Doktor’un zaman makinasına
çevirdiği bir arabayla(Delorean), bir aksilik sonucu 1955 yılına gider. Burada
istemeden annesi ve babasının gençlik dönemlerine denk gelip, onların bir
şekilde tanışmalarını engeller. Ve çok daha kötü bir şey olur: Marty’nin annesi
Lorraine(Lea Thampson) Marty’e aşık olur. Tabii bu Marty’nin ileriki hayatını
etkileyecektir ve en kısa sürede annesi ve babasının tanışmalarını,
birbirlerine aşık olmalarını sağlayamazsa kendisi de yok olacaktır. Burada
Marty’nin, Bif(Thomas F.Wilson)’la girdiği mücadele anlatılır. Bu mücadele
sonunda Marty, annesi ve babasını birbirine aşık etmeyi başarır ve 1985 yılına
geri döner. Tabii 1955 yılındaki Doc. Emmet Brown’u zor da olsa ikna etmiş ve
onun yardımıyla bunu başarmıştır. Zaman makinasının geleceğe gitmek için
ihtiyacı olan 1.21 Jigovatlık enerjiyi de bir yıldırım vasıtası ile elde
ettiklerini unutmamak gerek.
Önemli
ayrıntılar
filmin
başlarında marty okuldaki seçmelere çıkıp, grubu fazla gürültülü oldugu
gerekçesiyle kabul edilmediğinde jennifer ile konuşmaktadır ve jennifer demo
kasedini bir yapım şirketine göndermesi konusunda marty e ısrar etmektedir.
marty de "ya begenmezlerse, ya başarısız oldugumu söylerlerse, ya defol
git ufaklık sende gelecek yok derlerse, ben böyle bir şeye katlanabileceğimi
sanmıyorum" der.
filmin
ilerleyen kısımlarında marty geçmişe gittiğinde babasının bilimkurgu hikayeleri
yazdığını görür ve okumak ister fakat george okutmaz ve " ya
begenmezlerse, ya işe yaramaz biri oldugumu söylerlerse, böyle şeyleri
insanların anlaması kolay olmaz herhalde" der.. marty de bir iki saniye
kadar düşünür kendini ve "hayır hiç zor değil..." der kısık sesiyle..
diyaloglar,
sadece ingilizcede anlam ifade edebilen çok pis kelime oyunları içermektedir. o
yüzden ister altyazılı izlensin, ister star'ın efsane yekta kopan dublajlısı
izlensin, yine de bazı diyaloglar anlaşılmamaktadır. illa ki ingilizce anlayıp,
ingilizce seyretmek
gerekmektedir
örneğin
ilk filmde, 1955 yılındaki cafede marty telefon edip geri döndüğünde tezgahtar
ile aralarında şöyle bir diyalog geçer.
tezgahtar:
bir şey ısmarlayacak mısın evlat?
marty:
bir soda alayım. (veya bir su alayım, hede alayım. burası çevirmenin insafına
kalmış)
tezgahtar:
bir şey ısmarlamazsan sana hesabı veremem. (farklı bir çeviride de su isteyen
marty'ye "su veremem başka bir şey söyle" diyor. niye su veremiyorsa
artık)
marty:
tamam. bir diyet kola verin o zaman.
tezgahtar:
eğer kola istiyorsan dostum, bunu ödeyebilmelisin.
marty:
bana sadece içinde şeker olmayan bir şey verin, olur mu?
Bu
diyaloglardan hiçbir şey anlaşılmaz. marty hesap istemedi ki "bir şey
ısmarlamadan hesabı veremem" diyorsun. hem ısmarladı ya işte. soda istedi.
para ödeyemem falan da demedi ki "kola için para ödemelisin" diye
belirtiyorsun. hem öyle olsa tezgahtar "kola için para ödemelisin"
dediğinde, "ödeyeceğiz herhalde bedava içecek halimiz yok" demesi
lazımdı, niye fikrini değiştirip koladan vazgeçiyor? dünyanın en anlamsız
diyaloğu oluyor biz dublajlı veya altyazılı izleyenler için.
oysa
ki bu diyaloğun orijinali nasıl?
tezgahtar:
are you gonna order something, kid?
marty:
give me a tab.
tezgahtar:
i can't give you a tab unless you order something.
marty:
right. give me a pepsi free.
tezgahtar:
you want a pepsi, pal, you're going to pay for it.
marty:
just give me something without any sugar in it, okay?
marty
şekersiz içecek seven bir arkadaştır. kolayı olsun, gazozu olsun diyetinden,
şekersizinden içer. bunu filmin en başlarında görürüz.
tab, ingilizcede hesap anlamına gelen bir
kelimedir. aynı zamanda da coca cola company'nin 1963 yılında yani marty'nin
bulunduğu yıldan sonraki yıllarda çıkardığı şekersiz içecektir (şimdiki zero
gibi düşünün. "bana bi zero ver" dersiniz ya hani).
yani
marty ilk cümlede "bana bir tab* ver" demektedir. ama tezgahtar
tab'in ne olduğunu bilmediğinden marty'nin hesap istediğini zannetmekte ve
"bir şey içmedin ki neyin hesabını vereyim" demektedir.
daha
sonra marty pepsi free istemektedir. pepsi free dediği pepsi'nin şekersiz ve de
kafeinsiz ürününün ticari adı. "madem coca cola'nın şekersiz içeceğinden
yok, o zaman pepsi'nin şekersizinden ver" demek istemektedir. fakat o
yıllarda daha bu ürünlerin diyeti henüz üretilmemiş demek ki, tezgahtar pepsi
free'yi de "beleş pepsi" diye anlamakta ve "pepsi istiyorsan ödeme
yapman gerekir" demektedir.
en
sonunda marty pes edip "şekersiz ne varsa onu ver bari" demektedir.
bu
diyaloğu, espriyi bozmadan çevirmenin imkanı yok.
ek
olarak marty ilk filmin başlarında, evde
masada diyet pepsi içiyor. yatağının başucunda diyet pepsi var. ve hatırladığım
kadarıyla filmde marty'nin diyet pepsi sevmesi ile ilgili yukarıdaki diyalog
dışında herhangi bir vurgu olmuyor. sanırım marty'ye filmin başında diyet pepsi
içirmelerinin tek nedeni de bu yukarıdaki diyaloğu anlamlı kılabilmek. normal
pepsi içiyor olsaydı yukarıdaki diyalogda pepsi ister ve içerdi.
Diğer
önemli ayrıntılar ise
-
marty'nin doctor brown'in laboratuarinda gitarini taktigi alet crm
114 olarak isimlendirilmis. bu isim ayrica dr strangelove filmindeki mesaj
cozucunun ismiymis. ayrica 2001 a space odyssey filmindeki jupiter aracinin
seri numarasiymis. bu her iki film stanley kubricktarafindan yonetilmis.
-
marty'nin zaman yolculugu yaptigi 5 kasim time after time filminde
yapilan zaman yolculugu tarihi ile aynidır.
-
filmin acilisindaki tvde
haber sunucusu robert zemeckis'in yonettigi used cars filminde oynayan deborah
harmon’dır
-
filmin fransız versiyonunda marty 1955'te uyandıgında annesi ona
calvin klein yerine pierre cardin, italyan versiyonunda ise levi strauss diye
hitap ediyor
-
marty'nin yataginin basinda kisaca gorunen rq isimli dergi
(reference quarterly) sadece profesyonel kutuphanecilere* hitap eden bir
dergidir.
-
doctor brown'in zaman makinesi deneyi icin marty ile bulustugu
yerin adi twin pines malldur. doktor eski ciftci peabody'nin butun yerin sahibi
oldugu ve orada camlar yetistirdigini soyler. marty zamanda geri gidince
camlardan birini devirir. filmin sonunda ayni yere geldiginde ismi lone pine
mall olarak degismistir.
-
einstein kisa zaman gezintisinde saat 1.21 'de donmustur.
delorean'in zamanda yolculuk etmesi icin gereken enerji 1.21 gigawattir.
-
eric stoltz (hikayesi soyledigim gibi, ayrica bu adamla 2 hafta
cektim yapmislar marty karakteri olarak) gene de filmde gorunmektedir. libya'lilar
marty'e ates ettiginde marty araba atlar , ama atlayan kisi eric stoltz'dur.
-
filmin basindaki cipi kullanan kisi kevin pike'tir , filmin ozel
effekt supervisori.
-
1955'teki saat kulesi ayni zamanda h g wells'in hikayesi dayali
1960 yapimi the time machine filmindeki kuleyle aynidir.
-
doctor brown'in
1950'lerdeki ofisinde duvarda dort tane fotograf veya cizimler vardir; isaac
newton, ilk gercek bilimadamlarindan biri ; benjamin franklin, firtinada
elektirigi bulan kisi ; thomas edison, modern elektrigi icat eden kisi ve
albert einstein rolativite teorisini bulan kisi. modern fizik , elektrik akimi
, guc uretimi ve zaman yolculugu hikayenin temel noktalari.
-
1955'teki yemek salonunun
ismi "lou's diner" dir. 1985'de ise ayni yer "lou's aerobic center"'dir.
-
"emmett" karakterinin ismi "time" kelimesinin
ters hece olarak okunusundan geliyormus (em-it).
-
libyalilar marty ve doktoru kovalarken, doktor tabancasini alir ve
uc kez ates eder ama tabanca bostur . ayrica marty 1885'e giderken doktor uc
kez ates eder.
-
zaman yolculuguna ulasmak
icin zaman makinesi saatte 88 mil yapmasi gerekmektedir. 8 rakami yana dogru
cevrildiginde sonsuzlugu sembol eder.
çok faydalı!
YanıtlaSilBeğenmenize sevindik takipte kalınız :)
SilTeşekkürler,sağlam bir film değerlendirmesi olmuş
YanıtlaSil