Jacques Becker’ın başyapıtı Le Trou (Delik) filminin derinlemesine analizi. 1947'deki gerçek bir firar öyküsünden uyarlanan filmin göstergebilimsel çözümü, sadakat ve ihanet temaları bu incelemede. "Zavallı Gaspard" aslında neyi kaybetti?
LE TROU (1960) DELİK FİLMİ
ÇÖZÜMLEMESİ
FİLMİN KÜNYESİ
- Film Adı: LE TROU (DELİK)
- Yönetmen: Jacques Becker
- Yapım Yılı: 1960
- Yayınlanma Tarihi: 14 Şubat 1997 (USA)
- Ülke: Fransa, İtalya
- Süre: 132 Dakika
- Tür: Dram, Gerilim
- Senaryo: Jose Giovanni, Jacques Becker, Jean
Aurel
- Müzik: Philippe Arthuys
- Yapımcı: Georges Carlot, Jean Mottet, Serge
Silberman
- Ödüller: 2 BAFTA Film Ödülleri (2 Ödül ve
Bir Adaylık)
NOT: Yönetmen Becker
filmin yapımında ve montajı sırasında hastalanmış, ses montajını tamamlayamadan
hayata gözlerini yummuştur. Film, yönetmenin istekleri doğrultusunda bitirilmiş
fakat yapımcı Serge Silberman, 140 dakikalık ilk versiyonunun 24 dakikasını,
filmin ticari şansını artırmak amacından dolayı makaslamıştır. Filmin eksik
kısmı halen kayıp, ancak Le Trou bu haliyle bile bir başyapıt olabilmiştir.
1. GÖSTERGE ÇÖZÜMLEMESİ
|
GÖSTERGE |
GÖSTEREN |
GÖSTERİLEN |
|
İNSANLAR |
Claude Gaspard, Roland, Manu,
Geo ve Monseigneur, gardiyanlar, hapishane müdürü |
Kişiler arasında güven ve
güvensizlik duygusu, sadakat, samimiyet, yardımlaşma |
|
MEKANLAR |
La Santé Hapishanesi |
Mahkumların kaldığı hücre ve
kanalizasyon |
|
NESNELER |
Kartonlar, anahtar, cam,
klozet, kum saati, demir parmaklıklar |
Tünelden çıkış kanalizasyon
kapağı |
|
ZEMİN |
Mahkumlar |
Hücre odasının parkeleri |
2. GÖRÜNTÜSEL ANLATIM
Yönetmen Jacques Becker’ın son
filmi olan Le Trou (Delik), Jose Giovanni’nin 1947 yılında hapishaneden kaçış
denemesinin gerçek öyküsünü anlattığı romanından uyarlanmıştır. Yapımcıları
Jose Giovanni, Jacques Becker, Jean Aurel ile birlikte yazmıştır. Dram, gerilim
türündeki bu film 132 dakika sürmektedir. 1997'de yayınlanan bu film Bafta film
ödüllerinden 2 ödül ve bir adaylık almıştır. Jacques Becker’in vefat etmeden 2
hafta önce tamamladığı Le Trou, hapishane filmi kavramını sinemada yaygın
şekilde anlatılandan bambaşka bir boyuta taşımaktadır.
Le Trou filmini kısaca
özetlersek; Jose Giovanni’nin romanından uyarlanmış olan bu film ve J.P.
Melville tarafından o güne dek yapılmış en iyi Fransız filmlerinden biri olan
yapım, hapishane üzerine yapılmış en etkili dramlardan biri. Filmin
başlangıcında Ronald’ın kameraya dönük bir şekilde “şimdi size anlatacağım
hikaye…” şeklindeki konuşmasıyla başlıyor. Claude Gaspard isimli mahkum kaldığı
hücre onarımda olduğu için; Roland, Manu, Geo ve Monseigneur’un birlikte
kaldığı hücreye transfer edilir. 4 hücre arkadaşı uzun süredir birlikte
kalmaktadır ve aralarında karşılıklı güven, saygı, sevgi ve benzeri ilişkiler
vardır. Gaspard hücreye dahil olduğunda verili durumdadır. Becker film boyunca
izleyiciye Gaspard haricindeki mahkumlar hakkında kişisel bilgiler vermemeyi
tercih etmiş. Uzun soluklu bir mahkumiyet hayatının, hatta idam cezasının
kendilerini beklediği bilgisi dışında, sadece aralarındaki görev dağılımı ve
ilişki biçimleri hakkında izleyiciye ipuçları verilmektedir. Örneğin; Manu
grubun lideri konumundadır. Yeni hücre arkadaşları ile hemen sıcak ilişkiler
kuran Gaspard, yeni hücre arkadaşlarının uzun zamandır kaçma planı yaptıklarını
öğrenir.
Plan çok basittir, tek yapmaları
gereken hücrenin altına bir delik açıp çıkış yolunu bulmaktır. Ancak bunun için
biraz daha zamana ihtiyaçları vardır. Kaçmalarının önünde çok az bir engel
kalmıştı, en son olarak kanalizasyondaki büyük bir duvarı yıkıp aşmaları
gerekti ve sonunda başarırlar. Her şey planlanmıştır; tam kaçacakları günü
hücrelerine sonradan gelen Claude Gaspar’ı müdür yanına çağırır ve ona
cezasının düştüğünü, karısının suçlamaları geri aldığını söyleyerek onu tuzağa
düşürür ve Gaspar müdüre her şeyi anlatır.
Daha detaylı bilgi verecek
olursak film, Paris’te bulunan La Santé Hapisanesi’nde 1947 yılında yaşanan bir
firar girişiminin anlatıldığı Le Trou filminde eşsiz kılan bir başka nokta da
oyunculardan birinin aynı zamanda 1947’de firar girişiminde bulunan
mahkumlardan birisi (Jean Keraudy) olması! Roland Darban karakterinde aslında
kendisini canlandıran Keraudy’nin mahkumiyet hayatı boyunca birkaç kez firar
girişiminde bulunduğu biliniyor. Zaten filmde de yaratıcılığı ve icatlarıyla
kaçışın en önemli ismi konumundadır.
Firar fikrinin Gaspard ile
paylaşılması konusunda son sözü Manu söyler. Manu, hücreye ilk geldiğinde ondan
şüphe duymuştu. Filmin başrol karakteri olan Gaspard; genç, kültürlü, zengin ve
daha yüksek bir sosyal sınıfa mensup olması bakımından diğer dört mahkumdan
epey farklıdır. Firar fikri kendisine anlatıldığında ufak bir tereddüdün
ardından olumlu bakar. Burada, Gaspard’ın diğerleri tarafından ikna edildiğini
ve belki de kendisini kabul etmekten başka bir şansı olmadığı konumda
bulduğundan da söz edilebilir. Ama film boyunca sorumluluklarını yerine
getirir, hücre arkadaşları ve kaçış planına gösterdiği sadakat ile kısa sürede
kendisini tamamen kabul ettirir. Kazma işlemi başlarken, ilk vuruştan itibaren
hücrenin zeminine açılan deliğin nasıl büyütüldüğü detaylı bir şekilde gösteriliyor.
Hatta en son kazıdıkları çıkış zemininde Roland yorulur ve Geo kazmaya başlar;
bir süre sonra toprak ve taşlar üstüne yığılır, altında kalır. Roland hızlı bir
hareketle üstüne yığılan toprak ve taşları temizlemeye başlar ve Geo’yu oradan
kurtarır. Benzer sahneleri kanalizasyon sisteminde açılması gereken tünellerde
de görüyoruz. Bu gerçek zamanlı kazma işinde verilen ayrıntı, film boyunca
seyirciye aktarılan hapishane rutinleri kadar gerçekçi ve yalın.
Jacques Becker’in vefat etmeden 2
hafta önce tamamladığı Le Trou, hapishane filmi; film boyunca izleyicinin
kafasında "Siz olsanız Gaspard'a güvenir miydiniz?" sorusunu sormadan
edemiyoruz (ben olsam güvenirdim). Karakterlerden yalnızca Gaspard'ın hayatıyla
ilgili bir şeyler biliyor oluşumuz da bunun işareti. Dörtlünün lideri Manu'nun
"taksi çağıracak kadar" yakınlaştıkları kaçış anını Gaspard ile
yaşaması güven duygusunun sağlandığı kanaatini uyandırırken, izleyici filmin
sonunda kendisini Gaspard'a güvenirken buluyor. Öte yandan Becker, belli ki az
da olsa Gaspard'ın güvenilmez olduğu fikrini kaşımak istiyor. Kararlaştırılan
firardan kısa süre önce hapishane müdürüyle dava dosyası üzerine bir görüşme
yapması beklenmedik bir gelişme oldu. Gaspard, görüşmeyi yapıp hücresine,
arkadaşlarının yanına döndüğünde bir tek "şüphelenen" Manu oldu.
Hapishane müdürünün odasında iki saat boyunca ne konuştuklarını sorar Gaspar’a
ve o da inkar edip karısının kendisine yaptığı suçlamayı geri aldığını söyler.
Tabii Manu buna ilk başta inanmaz ama Gaspar kırılmış gibi yapar ve kendini
masum göstererek Manu’nun ondan özür dilemesini sağlar.
Daha sonra kaçma işlemini
gerçekleştirmek üzere kazıdıkları yeri açarlar; o sırada hücrenin kapı
deliğinden Roland’ın yaptığı aynadan son kez kontrol etmek için gelen giden var
mı diye bakarken tam o sırada bir sağ tarafa bakar her şey normal, bir öbür tarafa
bakar ve polis, gardiyan topluluğunu hazır bekliyor vaziyette görür ve
çığlıklar kopar. O anda hücreden dışarı çıkartılırlar; Roland, Manu, Geo ve
Monseigneur alınırlar ve soydurulup sırtı dönük biçimde duvara doğru dururlar.
En son hücreden Gaspar çıkar ve müdürü gardiyana başka bir hücreye Gaspar’ı
yerleştirmeleri için emir verir. Roland, Gaspar giderken yüzüne bakar ve
"Zavallı Gaspar" der. Gaspar boynunu büker ve gardiyan yeni hücresine
götürür.
Film bize aynı hücreyi paylaşan 4 mahkumun ince eleyip sık dokuyarak hazırladığı kaçış planını uygulama çabasının anlatıldığı filmde, hücreye sonradan dahil olan Gaspard’ın ihanetinin aslında insanoğlunun çıkar menfaat uğruna gerçek dostluğu satabileceğini göstermekle birlikte bize şu soruyu sorduruyor: Biz olsaydık biz de Gaspar’a güvenir miydik? Sanırım sürekli şüpheyle yaklaşan bir insan en az gerçek dostluğu satan kişi kadar kötüdür. İnananların kaybettiği bir şey yoktur, asıl kaybeden ihanet edendir.
3. DİZİSEL VE DİZİMSEL
ÇÖZÜMLEME
- GÜVEN / GÜVENSİZLİK
- KORKU / CESARET
- KARANLIK / AYDINLIK
- ACIMASIZLIK / MERHAMET
- SADAKAT / İHANET
- ADALET / ADALETSİZLİK
- BAŞLANGIÇ / SON
- VAZGEÇME / VAZGEÇEMEME
- SUÇLU / SUÇSUZ
Dizisel ve dizimsel çözümleme
yaparken ortaya açık bir şekilde sunulan bu çözümleme, verilmek istenen mesajın
öğelerini ortaya çıkarmaktadır. Filmdeki karakterler izleyiciye yansıttığı
duyguları çok açık bir şekilde karşı tarafa hissettirmektedir. Filmin
sıkılmadan akıcı olarak izlenilmesi karakterlerin cesaret dolu hareketleri ve
akıcılığı filmin kurgusundan kaynaklanmaktadır.
4. KODLAR
Filmde kullanılan kodlar aslında açıkça belirttiği gibi; gerçek dostluğun güven ve sadakat olgusuyla temellendirildiğini bize gerçek anlamda bir kez daha kanıtlayarak, insanlığın tüm evresinde yok edilmemesi gereken güven duygusudur ve bunun önemi. Filmde her karakter kendi gerçekliğini yaşamaktadır.
5. METAFOR VE METONİMİ
Filmde metafor olarak kullanılan
nesnelerden yola çıkarsak:
- İhtiyaç ve Yaratıcılık: Bir tanesi tüneli
kazmak için sedirin ayak demirini çıkartıp kazma yapmaları, etrafımızda
ihtiyaçtan doğan insanların yaratıcılığını vurgulamaktadır.
- Zaman (Kum Saati): Bir başka metafor, tüneli
kazarken yukarı çıkıp gardiyanların gelme saatine yetişmek için
kendilerinde saat bulunmadığından dolayı bir kum saati yaparak saat
sıkıntısını ortadan kaldırmış oldular; bu da zamanı/süreyi
vurgulamaktadır.
- Kamuflaj (Kartonlar): Hücrelerine iş
isteyerek kartonlardan kutu yapan mahkumlar aynı zamanda kartonları
kazıdıkları tünelin üstünü örtmek için bir kamuflaj olarak da
kullanıyordu.
- Özgürlük (Anahtar): Aşağıdaki tünellerde
farklı kapıların tek bir anahtarla açılması da ilginç; her kapıyı açan
sadece bir tek anahtarın olması hayatın bazen tek bir hareketle bütün
hayatımızı değiştirebileceğini de anlatmaya çalışabilir. Anahtar zaten
başlı başına bir semboldür, bir yerden bir yere çıkmamızı sağlar;
özgürlüğe çıkışın anahtarı.



